Bursalı, "Yoksa kendisini adeta tapınmaya varıncaya kadar seven bazıları gerçekten Sezen Aksu’ya, başkalarına, Sezen Aksu’yu savunanlara karşı şiddet uygulayabilir, yere yıkıp dil kesmeye bile kalkabilir, dil koparmak vaciptir, liderim fetva vermiştir diye düşünebilir.." uyarısını yaptı.
Bursalı yazısında, "Siyaset kürsüsünde değil, üstelik camide imamın yanında nazır bekletilen mikrofondan 'Hz. Âdem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir' diyen bir Cumhurbaşkanımız var. Cami ve din niçin var? İnsanların inançlarını yerine getirmek için
Dinin insanlara güzellik, iyilik doğruluk dürüstlük sevgi vaat ettiği söylenir. Cumhurbaşkanı cami sahnesinde dil koparma vaazı vermektedir. Bu olabilir bir şey değil. Daha belleklerde kafa kesen Taliban
IŞİD vb. gibi köktendincilerin yanı başımızda din adına yaptıkları kıyımlar- işledikleri cinayetler henüz düşüncelerde varlığını sürdürürken, 'yeri geldiğinde dil koparmak'tan bahsedilince, belleklerde hangi sahnelerin canlandırıldığını izah etmeye gerek yok." ifadesini kullandı.
Bursalı şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı bir açıklama yapabilir ve en azından “Mecazi anlamda söyledim, tabii ki asla Türkiye Cumhuriyeti’nde böyle sahneler olmaz, izin vermeyiz” diyebilir, demelidir de
Yoksa kendisini adeta tapınmaya varıncaya kadar seven bazıları gerçekten Sezen Aksu’ya, başkalarına, Sezen Aksu’yu savunanlara karşı şiddet uygulayabilir, yere yıkıp dil kesmeye bile kalkabilir, dil koparmak vaciptir, liderim fetva vermiştir diye düşünebilir.."