Günümüze kadar büyük bilimsel ve teknolojik gelişimler gerçekleşti, uzay çağını yakaladık yorumları yapıldı. İnsanlık
bazı konularda çok büyük ilerlemeler sağladı, ancak serbest piyasa ekonomisi, sınırsız özel mülk edinme ve katı ulus
devletler bütün bu gelişimleri kapitalizm için kullanmış, dünya savaşları olarak yaşanılan paylaşım savaşları insanlığın
çok değer kaybına yol açtı, açmayada devam ediyor. Marksizm tam da sanayinin gelişmeye başlamasıyla kendisini
kapitalizme alternatif olarak ortaya koymuş, kapitalizmin eninde sonunda tasfiye olacağını çok yönlü olarak tahlil etmiş,
büyük bir teorik, ideolojik hazine yaratmıştır. Marksizm sadece işçi sınıfı'nın bilimsel kurtuluş ideolojisi değil, Marksizm
esasen sınıfları ortadan kaldırma, sınıfsız, sınırsız, savaşsız, sömürüsüz bir yaşam kurma ideolojisidir. Bazı çevreler,
Markisizmi sadece işçi sınıfına proleteryaya ait bir ideoloji olarak görüyor, bu bakış açısı hem yanlış hemde dar bir
yaklaşım olmaktadır. Evet, işçi sınıfı kapitalizmi ortadan kaldırma ve sınıfsız topluma ulaşma konusunda büyük bir
mücadeleye önderlik ediyor, ama Marksizm sadece işçi sınıfı'nı kurtuluşa götürmüyor, bütün toplumu, halkı yeniden
şekillendirip, komünizme taşıyor. Pekala, Marksizm mi önce vardı yoksa Komünal ( ilkel komünizm mi) yaşam mı önce
vardı? Ya da komünizmi Karl Marks mı sıfırdan var etti teorik olarak? Yani daha
Marksizm ideolojik olarak yokken,
komünal yaşam yokmuydu, yaşanılmadı mı, kimse tarihsel süreçlerde komünal yaşamı tekrar yaşamak için mücadele
etmedi mi? Son beş bin yıldır insanoğlu sınıflı sistemi yaşıyor.
***
Sanayileşmeyle beraber bu sınıflaşma ve sömürü katmerlenerek devam etti günümüze kadar. İnsanoğlu iki milyon yıl
komünal sistemi yaşadı. Beş bin yıl öncesine kadar özel mülkiyet yoktu, bütün mülkiyet ortak kullanılıyordu, dolayısıyla
savaşlar, sınıflar, sömürü ve sınırlar yoktu. Her coğrafyada insan toplulukları vardı, yaşıyorlardı ve günümüzdeki gibi bir
katı uluslaşma yoktu. Bu sisteme ilkel komünal yaşam deniyor. Bu konuda Komünalizm ile Marksizmi ideolojik olarak
değil ama tarihsel olarak bir birinden ayırt etmek gerekiyor. Yani Marksizm komünalizmi var etmedi, komünalizm
Marksizmi var etti. Karl Marks daha önce olmayan, yaşanılmamış bir sistemi teorik olarak sıfırdan var etmedi. Son beş
bin yılda farklı mekan ve bölgelerde sınıflı sisteme karşı isyanlar olmuş mücadeleler verilmiş, komünal sistemi tekrar
yaşanılır hale getirmek için. İnsanlık tarihi aslında isyanlar ve mücadeleler tarihidir.
Ancak Marksizm/Leninizm insanlık
tarihinde çok büyük bir gelişim çağını, dönemini ifade eder. İnsanlığın çok uzun yaşam hikayesi göz önüne alındığında,
son beş bin yıl çok değer kaybına yol açtıysada, bu zaman dilimi iki milyon yıl yaşanılmış ilkel komünal sistemin yanında
zamanlama olarak devede kulak bile değildir. Karl Marks, daha önce uzunca yaşanılmış komünal sistemin günümüzde de
yaşanılacağını tespit edip, insan topluluklarının doğal olarak yaşamaları gereken ortak yaşamın tekrar yaşanılacağının
ideolojik, sosyal hazinesini geliştirmiş, bunun teorik çereçevesini çizmiş, nasıl yaşanılması gerektiğinin ilkelerini yasalarını
belirlemiş, aynı zamanda bunun pratik mücadelesinide yürütmüştür.
***
Karl Marks'ın yaşadığı dönemde sosyalist devrimler olmadı ama günümüzde Avrupa'da yaşanılan demokratik sistemlerin
ve bazı hakların kazanılması konusunda Engels ile beraber büyük bir mücadeler yürütmüş,
Avrupa'da demokratik
devrimlerin olmasını sağladılar. Rusya'da da bilindiği gibi Marksizm, Leninizm olarak praktikleşmiş, dünyada ilk modern
sosyalist devrim gerçekleşmiş, dünya yerinde oynamıştır. Dolayısıyla komünalizm Marksimden önce vardı, yaşanıldı,
Marksizmi var eden de komünal yaşamdır. Marksizm komünalizmin en gelişmiş, en modern halidir. Komünalizm kendisini
tekrar yaşanılır kılmak için dünyanın her yerinde mücadeleler devam etmektedir. İnsan toplulukları şehirlerde, köylerde,
kasabalarda toplu bir şekilde beraber yaşıyorlar ama sosyal, ekonomik, kültürel farklılıklar var, yani zengin ile fakir var,
yöneten ile yönetilen var. İşte Marksizm burada bütün bu farklılıkları, sınıfları ortadan kaldırma bilimidir, ideolojisidir.
Sanayileşmeyle beraber komünalizm Marksizm olarak doğmuş, kapitalizme alternatif olmuştur. Kapitalizm insanlık
tarihinde ara bir dönem olup, acı ve kirli bir sayfadır ama kesinlikle kalıcılığı olmayacaktır, bir gün mutlaka tarihe gömülüp
yok olacaktır. İnsanları sınıflaşmaya götüren ve acı çektiren kesinlikle ihtiyaçlar değil, hırslardır. Yapılan üretim ve imkanlar
aslında on milyar insana yetecekken, insanların yarısından fazlası yoksulluk yaşıyor.
Yapılan üretim liberal ekonomiye,
kapitalizme hizmet ettiği için, küçük bir kesimin eline geçiyor, halklar fakirlik yaşıyor. Halbuki üretim eğer adil bir gelir
dağılımı olsa herkese yetecek düzeydedir. Yoksulluğun nedeni üretimin azlığı ya da kıtlık değildir, kapitalizmdir, gelir dağılımının adaletsiz olmasıdır,
durdurulamayan hırslardır. İnsanlığın en büyük kazanımı kaybolan değerlerin tekrar kazanımı olacaktır.
Bunun yoluda komünalizmin tekrar yaşanılması olacaktır. Komünalizm dışında bütün sistemler felakettir, yıkımdır, bunu şu
an canlı olarak yaşıyoruz, fazla ıspata gerek yok. Kurtuluş komünalizmdir...
Kemal Söbe