Özellikle de sınıflı toplum düzenleri sürekli kendi düzeninin haklılığında ve meşruluğunda dem vurur. Yani şeytan-lar melek maskesi takarak uzun süre
ortalıkta gezip dolaşırlar, hemde hiç sezilmeden. Ama birileri kuyruğuna bastığında da sağa sola saldıracak kadar da vahşiler. Türkiye tarihinde her
hükümet kamu kavramını ve toplumsal değerleri kendi sistemlerinin temeline sürekli çimento ve harç yapmışlardır. Başka türlü gayri meşru olan
bir düzenin ve rejimin kendilerini toplum nezdinde kabul edilebilir ve sistemlerini uzunca zaman yürütebilmelerine imkan ve olanak yoktur.
Hiç bir hükümet ve hükümet yetkilisi biz topluma [kamuya] düşmanız demez, diyemez. Yani açık bir şekilde söyleyemez, ama içte ve dışta düşmanlar
yaratarak, milliyetçiliği ardına kadar kullanarak, vatan, millet, bayrak hatta din elden gidiyor diyerek çevresindeki milyonları bir işaretle galeyana
getirir. Türkiye'de mevcut oligarşik düzenin bu anlayış ve tarzla yıllardır topluma vurmadığı darbe kalmamıştır. Toplumun yeterince örgütlü olamaması
adı geçen kliği yıllardır toplumun başına bela yapmış, toplum adeta tanınmaz hale gelmiştir.
Türkiye tarihi esasen toplumcu güçler ve oligarşinin karşı karşıya geldiği bir tarihtir. Oligarşik sistem sahipleri kendi iktidarlarını sağlama almak için
yapmadıkları kötülük ve denemedikleri yöntem kalmamıştır. Yani her türlü kirli savaş ve komplo yöntemleri devreye koyarak toplum üzerinde
oligariş terör estirilmiştir. Bu adı geçen oligarşik terör AKP hükümetiyle adeta zirveye çıkmıştır.
Yıllarca devlet ortamından dışlanan siyasal İslam tekrar devletin eliyle kendisine yer verilince neydim ne oldum sakat zihniyetiyle çok tehlikeli
bir noktaya gelmiştir. Demokrasinin, temel insan haklarının, özgürlüklerin olmadığı koşullarda kamu düzeninden söz etmek toplumla alay etmektir.
Hükümetin kamu düzeni tehlikeye giriyor demesi aslında kendilerinin iktidarının ellerinde kaybolması demektir. Hangi ülkede halk üzerinde baskı
kurarak kamu düzeni korunmuş? Bunlar kamunun
ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar ya cahiller yada nankörler. Kamu Türkçe'de halk yada toplum demektir. Peki bu durumda halka baskı yapılarak
hiç kamu güvenliği sağlanır mı? Bir ülkede gerçek manada özgürlük ve demokrasi olur, halk çok iyi şartlarda yaşar ve bazıları da çıkar topluma zarar
verir, işte bu durumda ''siz topluma neden zarar veriyorsunuz, rahatsız ediyorsunuz''deyip gereken tedbirler alınır. Türkiye'de kamu güvenliğini esasen
tehdit eden AKP hükümeti ve geleneksel Oligarşik yapılanmaların kendisidir.
Türkiye'de hak ve adalet mücadelesi vermek sürekli vatan hainliği ve kamuya zarar verme olarak görülmüştür. Küçük bir işletmede çalışan bir avuç işçinin
basit bir ücret artışı için yaptıkları basit bir eyleme bile tahammül edemeyecek ve acaba bunların arkasında bir dış güçmü var zihniyetine sahip bir oligarşik
yapılanma var. Türkiye'de topluma baskı ve zulüm uygulayan bir sistem gerçekliği var. Bu zulüm sistemi var oldukça bu düzene karşı halkın meşru mücadelesi de
var olacaktır. Halkların meşru mücadelesi kamu güvenliğine zarar vermek değil, tam tersi halkların meşru mücadelesi oligarşinin kamu üzerindeki baskısını
ortadan kaldırmak içindir. Ülkeyi bir kaos sarmalına, savaş ortamına sürükleyip her gün halktan insanlar öldüreceksiniz, tutuklayacaksınız ondan sonrada
kalkıp utanmadan kamun güvenliğinde söz edeceksiniz. Anlaşılan AKP son yıllarda seçimlerde aldığı yenilgi ve bozgunu hazmedemiyor. AKP'nin kamuya,
topluma zerre kadar saygısı olsaydı şimdiye kadar Türkiye'nin başta Kürt sorunu olmak üzere her sorunu çözülmüştü. AKP ve geleneksel iktidar güçleri
kamuya değil, kendi oligarşik sistemlerine hizmet ediyorlar. Toplumu baskı altında tutan, özgürlükleri yasaklayan, zulmü bir yaşam tarzına dönüştüren bir
sisteme kamu düzeni denmez, oligarşinin çeşitli hile ve yalanlarla, baskıyla topluma dayattığı dikta rejimi denir. Türkiye'de yıllardır yaşanılan sistem bir kamu
düzeni değildir, elit (oligarşik) kesimin, kamu maskesi takarak halka kamuya zarar verdiği bir baskı rejimidir.
Gazeteci Kemal Söbe