Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "İnşaatçı kardeşlerim, mimarlarımız, mühendislerimiz sizlerden rica ediyorum, ne olur zemin etüdüne dikkat etmeden işe başlamayın. Komşu parseli emsal göstererek işe devam etmeyin. Yarın bir gün her birisi başımıza Allah korusun bir bela olarak döner" dedi.

Özhaseki, Karaköprü ilçesindeki bir düğün salonunda esnaf ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AA'nın aktardığına göre burada konuşan Özhaseki, şunları söyledi:

"28 Şubat sürecinde oturduk dava açtılar, yürüdük dava açtılar, iş yaptık dava açtılar"
"Bir anda kerameti kendinden menkul, nevzuhur adamların 'ben bu şehre başkan olmalıyım' diye ayağa kalkmasıyla yürütülecek bir iş değil bu iş, bir ekip işi. Nihayetinde 5 dönem üst üste Kayseri'de büyükşehir belediye başkanlığı yapmış bir kardeşinizim. Allah hemşehrilerimden razı olsun. Ben çalıştıkça daha çok oy verdiler. Biraz daha çalıştım, daha çok oy verdiler. Ama şunu itiraf ediyorum. Bir ara muhalefette bulundum. 28 Şubat süreciydi, oturduk dava açtılar, yürüdük dava açtılar, iş yaptık dava açtılar. Bana kaç tane dava açtıklarını, kaç yüz sene istediklerini hatırlamıyorum bile. Birçok işimin de önünü kestiler.

"Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığa geldi, sıkıştığım ne varsa hepsinde önümü açtı"
Raylı sistem yapacağım diye Ankara'ya gittim. 'Benim param var, kasam para dolu. Ben raylı sistem yapacağım. Bana izin verin' dedim, 'hayır' cevabı geldi. 'Bak şu stadyum çok kötü' dedim, 'Dökülüyor.' 'Bana bir sene, iki sene müsaade edin. Sıfırdan yapayım, size teslim edeyim geri.' 'Hayır' dediler. Kızılırmak'ın üzerine baraj yapıyorum, baraj bitti ruhsatını vermiyorlar. Bugünleri gördük. Ama Allah kendinden razı olsun. Şimdi iftardan yeni çıktık. Gerçekten dua ediyorum yürekten, Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığa geldi, sıkıştığım, bunaldığım, daraldığım ne varsa hepsini de önümü açtı. Allah razı olsun kendinden. Bütün şehirlerde de açıyor zaten."

"Bilim adamları tahminlerini söylüyor, biz de onlara inanıyoruz, ne olacak bilmiyoruz"
Bütün güzellikleri içinde barındıran Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, son 100 yıl içerisinde ana karada ve denizlerde meydana gelen 6 ve üzeri deprem sayısının 231 olduğunu aktaran Özhaseki, şunları kaydetti:

"İnşaatçı kardeşlerim, mimarlarımız, mühendislerimiz sizlerden rica ediyorum, ne olur zemin etüdüne dikkat etmeden işe başlamayın. Komşu parseli emsal göstererek işe devam etmeyin. Yarın bir gün her birisi başımıza Allah korusun bir bela olarak döner. Bu ülke bir deprem ülkesi. 'Bizim burası 2. derece, 3. derece bize bir şey olmaz', yok öyle bir şey. Şu an 500'e yakın hareketli fay hattı var. Bunlar ne zaman kırılacak, nerelerde kırılacak, kimin başına bela olacak, kaç bin kişiyi toprağın altına indirecek emin olun bilinmiyor, bir tek Cenabıhak biliyor. Bilim adamları tahminlerini söylüyor biz de onlara inanıyoruz zaten, ayrı bir şey. Ama hepimiz şunu bilelim ki, bu ülke bir deprem ülkesi, o kadar. Ve buna göre her ne yapıyorsak bunu bilerek yapalım."

Bakan Özhaseki, yeni yönetmeliklere göre standartlara uygun evlerin yapılması gerektiğini, eski yapılara sahip şehirlerin ise yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Şehirlerin yenilenmesinin bir kısmını kamu eliyle yapacaklarını, diğer kısmının da özel sektör ile yapılacağını aktaran Özhaseki, binaları yaparken sıfır tolerans gösterilmesi gerektiğini söyledi.

"Türkiye'de daha en az 20-30 sene  inşaat sektörü yol almaya devam eder"
Özhaseki, Türkiye'nin dünyada en çok konut satan ülke olarak tarihe geçtiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdilik finansa erişmekte biraz zorluk var. Ama bu geçici, sene sonundan itibaren yavaş yavaş musluklar açılmaya başladığında sektörümüzün önünün açıldığını sizler göreceksiniz. Şu anda sizlerin bulunduğu, uğraştığı meşgaleniz, işiniz en önü açık sektör, bunu bilin artık arkadaşlar. Türkiye'de daha en az 20-30 sene çok hızlı vaziyette inşaat sektörü yol almaya devam eder. İnşallah bunu da hep birlikte göreceğiz zaten. Dediğim gibi kamunun payı çok düşük, yüzde 10'larda yüzde 15'lerde en fazla yüzde 80-85'i sizlerin yapacağı işlerle devam edecek.

"Kentsel dönüşümü biz gelip TOKİ'yle yapamayız"
Urfa'mızda da tabii ki depremzede kardeşlerimizin haklarını vereceğiz. Ama kentsel dönüşümü de yapmak zorundayız. Mahallelerimizi yenilemek zorundayız. O kadar çok geçmişten gelen ve bir an önce bizim yenilememiz gereken mahallemiz var ki. Bunu biz gelip TOKİ'yle yapamayız. Bu işin biz aritmetiğini kurarız, hesabını yaparız. Ama daha sonra iş sizlerde. Böyle yaptığımız zaman inşallah başarırız. Kentsel dönüşüm işi zaten bir mecburiyettir, çaremiz yok. Bunu yapmak zorundayız."