Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında "emniyetteki kriz", "kumpas" iddialarına ilişkin mesajlar verdi. "Kanunun dışına çıkan, hatası olan kim varsa hukuk zeminince hesabı soruyoruz" diyen Erdoğan, "Son 21 yılda çetin mücadeleler sonucunda gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz" ifadelerini kullandı. "Siyasette yumuşama" gündemine ilişkin değerlendirmede de bulunan AKP lideri, "Temennimiz odur ki önümüzdeki 4 yıl gerilimle değil karşılıklı hoşgörüyle geçsin, istiyoruz ki muhalefet yıkıcı, kırıcı değil yapıcı olsun" diye konuştu. 

Seçimler sonrasında partisindeki değişim kulisleri hakkında da konuşan Erdoğan, "Bizi örselemeye çalışanlara inat yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz. Yorulan, motivasyonunu yitiren arkadaşlarımızı kardeşlik hukukumuzu koruyarak dinlenmeye alacağız; yeni, heyecanlı arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendireceğiz." dedi. 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne çağırdı. Gece yarısı yapılan kritik zirvenin gündeminde, Ayhan Bora Kaplan soruşturması nedeniyle Ankara emniyetinde açığa alınan polis müdürlerine ilişkin soruşturma olduğu öne sürüldü. Erdoğan'ın Kalın ve Tunç ile yaptığı toplantının ardından AKP Grup Toplantısında önemli açıklamalar yapması beklendiği de iddia edildi.

Erdoğan partisinin haftalık grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: 

"Dün genişletilmiş İl toplantımızı heyecan dolu bir atmosferde icra ettik. Hem son 5 ayın muhasebesini yaptık illerimizin röntgenini çektik. Teşkilatımızın heyecanı karşısında partimizin neferi olarak büyük bir gurur duydum. Bizi örselemeye çalışanlara inat üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz. Son 1 yılımıza damga vuran seçimler dolayısıyla gelenekselleşmiş istişare kamplarımızı yapamamıştık, önümüzdeki haftalarda gerçekleştiriyoruz. 7-8 haziranda vekillerimiz, belediye başkanlarımızla da 1-2 Temmuzda inşallah bir araya geleceğiz. Önümüzdeki döneme dair yol haritamızın da şekilleneceği bu toplantıların şimdiden partimiz ve davamız için hayırlı olmasını diliyorum. Her kongre sürecini kadrolarımız arasındaki bayrak yarışı olarak görüyoruz. Yorulan, motivasyonunu yitiren arkadaşlarımızı kardeşlik hukukumuzu koruyarak dinlenmeye alacağız; yeni, heyecanlı arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendireceğiz. 14 Mayıs'ta yapılan Genel Seçim'in üzerinden 1 yıl geçti. TBMM bu 1 yıl içinde gece gündüz demeden çalıştı ve milletimizin beklentilerini karşılayan yasaları çıkardı. Hükümetimiz de tüm kabine üyelerimizle ülkemizin refahı, kalkınması ve güvenliği için ter döküyoruz. Yurtiçinde ve dışında pek çok programa katıldık. Dış politikada özellikle yoğun bir dört haftayı geride bıraktık.

Meclisimizin gündeminde geniş bir yelpazede kanunlaşma sürecinde olan teklifler var. Gerek hayat pahalılığı ve fırsatçılık gerekse son dönemde sıkça basında yer alan öğretmenlerimize yönelik şiddete yasal zeminin güçlendirilmesine ihtiyaç duyuyoruz.

Yeni anayasa mesajı 
Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeleri çıkarmamız gerekiyor. Yeni ve sivil anayasa meselesinde Meclis Başkanımızın çalışmalarına destek vermemiz önemlidir. Cumhuriyetin ilk asrını darbe anayasasıyla karşılamış geçirmiş olmanın mahcubiyeti içerisindeyiz. Sivil anayasa iradesinin günlük siyasetin geçici tartışmalarına kurban edilmemesi kanaatindeyiz, aceleye getirmeden ama çok da uzatmadan istişari temasları bitirip somut adım atılmasında fayda görüyoruz. Biz sonuna kadar yapıcı ve uzlaşmacı yapımızı koruyacağız. 14 Mayıs seçimlerinde aziz milletimiz iktidar olma yetkisini tebliğ etmiş, 31 Mart yerel seçimlerinde ise bizlere bir ikazda bulunmuştur. 31 Mart seçimleri bir güven oylaması değildir. Seçmenin ülkenin idaresindeki tercihte bir kırılma değişiklik olmamıştır. Önce 14 sonra 28 Mayısta seçmen kararlı bir şekilde hükumeti cumhur ittifakına emanet etmiş yerel seçimde tercihini sandığa farklı şekilde yansıtmıştır. Bu ikisini birbirinden ayırmak durumundayız. Milletin verdiği mesajı duymazdan gelecek değiliz. O mesajı aldık. Gereğini yapmaya başladık.

"Yarın seçim olacakmışız gibi hazırlıklıyız"
Milletin AK Partiden ya da cumhur ittifakından desteğini çektiğini zannedenler fena halde yanılırlar. Bu yanılgıya özellikle sizler düşmeyeceksiniz. Bize süre biçenler oldu, "bu iş bitti" deyip yolunu değiştirenler oldu. Onlar şimdi yoklar... Bakanlarımız, milletvekillerimiz, teşkilatımız aziz milletimizin bize 14 Mayıs'ta yüklediği emanetin idrakinde olacağız. İçimizde, kadrolarımızda yanlış değerlendirmeler yapanlar varsa atalete veya tembelliğe tevessül eden olursa onlarla yollarımızı ayırırız. AK Parti'nin çalışma usulü bellidir. Yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklıyız. Aynı zamanda biz hiç seçim olmayacakmış gibi kendimizi seçim tarihleriyle kısıtlamadan çalışan bir kadroyuz. Ne teşkilatımızda ne bürokraside rehavete, tembelliğe, gevşemeye, gönülsüzlüğe tahammülümüz olamaz. 

"Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz"
Önceki hafta sayın Özgür Özel’i AK Parti Genel Merkezi’nde kabul ettikçe. Kendisiyle verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye’de siyasetin bir yumuşamaya ihtiyacı var ve biz bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz. Biz hiçbir zaman kutuplaşmanın tarafı olmadık. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamını kucakladık. Milletimizin her bir ferdini ortak paydada bulaştırmak için mücadele verdik. FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalamak isteyenleri görüyoruz ki asla boş durmuyor. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz. 

Partimizin kapıları ilkeleri, bizim ilkelerimizle örtüşen herkese açıktır. Biz milletimizin, devletimizin çıkarları için kin tutarız. Siyasette kin kavramını asla kabul etmeyiz. İhanete varmayan her dostluk bizim için bakidir. Yeter ki samimiyet, hüsnü niyet olsun. Diğer her şey hal yoluna konulur. Siyasette yumuşama iklimini kara kışa çevirmeye çalışanlar olduğunu, Cumhur İttifakı'nda gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz. Fitne ve nifak odaklarına göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı güçlenerek, saflarını sıklaştırarak yoluna devam edecek.

Gazze açıklaması
Gazze soykırımını sormadan, dünya temiz kalamaz. Kimse bizden sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin. Bunlar barbar oldukları kadar şımarıklar. En ölümcül silahlarla, açlıkla susuzlukla insan öldürdüler. İnsanları evlerinden çıkarıp güya güvenli bölgelere yönlendirdiler. Güvenli bölgelerde sivil katlettiler. Annelerine evlatlarının parçalarını toplattılar. Tarihte bunun örneği yok. Hitler bile tarihe kara leke olarak geçenken bu kadar aleni yapmadı, bu kadar cüretkar değildi. Bakın şimdi uluslararası mahkemeyi baskı altına almaya çalışıyorlar. Nesin sen ya? Orada ufak kâğıt makinasının içerisinde parçalayarak bu işten kaçacağını mı sanıyorsun? Bunun bedelini ödeyeceksiniz! Ellerindeki lobi gücünü kullanarak herkesi susturmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar insanlık bu katillerin yakasını bırakmayacak, insanlık bıraksa dahi bu katillerin peşini bırakmayacağız. 

Erdoğan Hamas'a desteklerini yineledi 
Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu’yu savunan Hamas’ın yanında durmaya devam edeceğiz. Şimdi Hamas’ı destekliyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Siz de hiç mi vicdan yok. Sanmayın ki İsrail Gazze’de duracak. Bu azgın devlet, bu terör devleti durdurulmazsa vadedilmiş topraklar hezeyanıyla gözlerini er ya da geç gözlerini Anadolu’ya devireceklerdir. Hamas, Gazze’de Anadolu’nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Ben Hamas’ı Kuvayı Milliye’ye benzetince rahatsız olanlar var. Bu millet her zaman mazlumun yanında durmuştur.