İslam Cumhuriyeti’nin son cumhurbaşkanı Reisi 2021’de göreve geldi.
Rejime sıkı sıkıya bağlı bir isim olan Reisi, 2017'de cumhurbaşkanlığı seçimlerini rakibi Hasan Ruhani karşısında kaybetti.
63 yaşındaki Reisi, dini lider Ali Hamaney'in halefi olarak görülüyordu.
Rejime sıkı bağlılığıyla bilinen din adamı, İran'ın dini açıdan önemli şehirlerinden biri olan Meşhed'de büyüdü.
Dini bir eğitim alan Reisi'nin ailesi de muhafazakar.
İran'ın sosyal ve ekonomik anlamda çok sayıda değişiklikten geçtiği yıllarda yetişen Reisi, İslam Devrimi’nde aktif bir rol aldı.
1979'daki devrimin ardından farklı bölgelerde savcı olarak görev yaptıktan sonra 1985 yılında savcı yardımcısı olarak başkent Tahran'a gönderildi.
İran İslam Devrimi'nin lideri Ayetullah Humeyni'nin görüşleri çerçevesinde ülkenin yönetilebilmesi için rejime bağlı bir şekilde uzun yıllar boyunca mücadele etti.
1988'den sonra gerçekleştirilen idamlardaki rolü
İran ve Irak arasında sekiz yıl süren savaş sona erdikten sonra 1988 yılında binlerce mahkumun idam edilmesinde rolü olduğuna dair iddialara ise kamuoyu önünde yanıt vermedi.
Çok sayıda İranlı'ya ve insan hakları aktivistine göre Reisi'nin 1988'den sonra siyasi mahkumların öldürülmesinde edindiği rol büyük bir soru işareti yaratıyor.
Kimileri tarafından Reisi'ye bu yıllarda edindiği rol yüzünden 'katil' lakabı takılıyor.
Reisi, sonraki yıllarda ise sürekli olarak nüfuzunu artırdı.
Özellikle 1989 yılında Hamaney'in İran'ın dini lideri olmasının ardından Reisi'nin yargı kanadındaki yükselişi hızlandı.
Reisi, 1990-1995 yıllarında Tahran Cumhuriyet Başsavcılığı görevine atandı.
2016 yılında ise ülkenin en büyük hayır kurumunun başına getirilerek milyarlarca doların yönetiminden sorumlu oldu.
2019'da yargı erkinin başına getirildi.
İbrahim Reisi, 2021 seçiminde ilk turda Cumhurbaşkanlığı görevi için yeterli oyu aldı.
Mahsa Amini eylemleri
2022'de İran geneline yayılan hükümet karşıtı eylemler, görev yaptığı döneme damga vurdu.
Mahsa Amini, başörtüsü kurallarını ihlal ettiği iddiasıyla başkentte ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan üç gün sonra, 16 Eylül 2022'de Tahran'daki bir hastanede hayatını kaybetmişti.
Görgü tanıkları 22 yaşındaki Kürt kadının gözaltındayken dövüldüğünü söyledi, ancak yetkililer kötü muamele gördüğünü reddetti ve ölümünü "ani kalp yetmezliğine" bağladı.
Ülke geneline yayılan protestolarla ilgili Reisi sert bir tutum izledi, eylemlerin kolluk güçleri tarafından bastırılması yönünde talimat verdi.
Birleşmiş Milletler (BM) bu eylemlerle bağlantılı olarak 551 eylemcinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü kaydediyor. Bunların bir çoğu, ateşli silahlarla öldürüldü.
Hükümet 75 güvenlik görevlisinin de öldürüldüğünü dile getiriyor.
Eylemlerle bağlantılı 20 binden fazla kişi gözaltına alındı, dokuz erkek eylemci idam edildi.
Sokaktaki gerilim bir nebze azalmış olsa da söz konusu başörtüsü yasaları tepki çekmeye devam ediyor.
Bölgesel gerilimler
Reisi'nin dönemine damga vuran bir diğer gündem ise bölgede çatışma potansiyelinin artması ve geniş bir coğrafyada İran'ın dahil olduğu gerginliklerin yükselmesi oldu.
2023'ün Mart ayında aslında İran, bölgedeki sünni rakibi Suudi Arabistan'la buzları eritebilecek bir girişimde bulunmuştu. Ancak Ekim ayında Hamas'ın İsrail'e saldırısıyla başlayan ve Gazze'nin İsrail bombalarıyla yerle bir edilmesiyle devam eden savaş, İran'ı yeni bir denklemin içerisine soktu.
Lübnan'da Hizbullah, Yemen'de Husiler ve Irak ile Suriye'de çeşitli silahlı gruplar, İran'ın dahil olduğu çatışma potansiyelinin geniş bir alana yayılmasını beraberinde getirdi.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir