IŞİD'in 2014te Kobanê'ye yönelik saldırılarını protesto amacıyla yapılan, 6-8 Ekim 2014'teki eylemler sırasında yaşananlarla ilgili açılan 'Kobanê Davası'nda sona gelindi. Aralarında eski HDP Eş Genal Başkanları Selahhattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 18'i tutuklu 108 kişinin yargılandığı davanın 16 Mayıs'taki duruşmasında karar çıkması bekleniyor. Soruşturma aşamasından üç yıldan uzun süren duruşmalara kadar dava boyunca pek çok hukuksuzluk yaşandı. Davanın temelini teşkil eden gizli tanık beyanları, birbiriyle çelişti, savunma hakkı kısıtlandı. Selahattin Demirtaş, son savunmasında mahkeme heyetine "Ferman yazılmış, kararı yüzüme okumanıza müsaade etmeyeceğim" diyerek yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti. Davaya konu edilen Kobanê eylemlerinden, soruşturma aşamasına ve duruşmalarda yaşananlara kadar Kobanê Davası'nın bugüne kadarki seyrini derledik.

KOBANÊ EYLEMLERİ

Suriye’de 2011 yılında başlayan savaşla birlikte etkinliğini arttıran IŞİD, kısa süre Irak'ta “Halifeliğin başkenti” olarak adlandırdığı Rakka ve Musul gibi kentleri işgal etti. 3 Ağustos 2014’te Şengal’e saldıran IŞİD, Êzidîlere yönelikkatlşiamlar gerçekleştirdi, binlerce kadını kaçırıp kurduğu köle pazarlarında sattı. Kuzey ve Doğu Suriye’de Ocak 2014’te Afrin ve Cizîre ile birlikte Kobane’de 'Demokratik Özerklik' ilan edildi. IŞİD, Şengal saldırısından sonra 15 Eylül 2014’te her iki kantonun arasında yer alan Kobanê’ye de üç koldan saldırı başlattı. Kobanê’ye saldıran IŞİD, büyük bir direnişle karşılaştı. Direniş sürerken, iktidarın Kobanê’ye yardımların geçmesini engelleyen tutumuna karşı eylemler başladı. Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kobani düştü düşecek" açıklamasının da etkisiyle 6-8 Ekim 2014'te, üç gün boyunca 17 ilde eylemler gerçekleştirildi. Polis ve askerlerin protestolara karşı sert müdahalesi ve çatışmalar sonucu en az 46 kişi öldü.

DAVAYA GİDEN SÜREÇ

Kobanê eylemleri sürerken HDP Genel Merkezi tarafından yapılan sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 9 Ekim 2014'te ve sonrasında dönemin HDP Eş Genel Başkanları ve MYK üyeleri hakkında soruşturmalar açıldı. Bu soruşturmalar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iki ana iddianamede birleştirildi. Soruşturmalardan birincisi, Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu tarafından eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu dönemin milletvekili olan MYK üyelerine açıldı. İkinci soruşturma 'Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu' tarafından milletvekili olmayan MYK üyeleri hakkında açıldı.

DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI VE TUTUKLAMALAR

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında soruşturma kapsamında, 'halkı suç işlemeye tahrik' gerekçesiyle dokunulmazlıklarının kaldırılması istemiyle 21 Şubat 2016’da fezlekeler hazırlandı. 20 Mayıs 2016’da aralarında Demirtaş ve Yüksekdağ'ın da olduğu 40 HDP milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. 4 Kasım 2016’da HDP’li 12 milletvekili gözaltına alındı. Demirtaş ve Yüksekdağ ile milletvekilleri İdris Baluken, Leyla Birlik, Selma Irmak, Nursel Aydoğan, Gülser Yıldırım, Ferhat Encü ve Abdullah Zeydan tutuklandı.

2014'te başlayan soruşturma süreci 2018'e kadar askıda kaldı. Bu dönemde yedi savcı değişti, dosya bekledi ancak seçim yılı olan 2018'de süreç hızlandı. Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı Ankara 19’uncu Ceza Mahkemesi’nin duruşma savcısı, Ahmet Altun'un Kobanê soruşturmasının da savcısı olarak atandı. Altun, 24 Haziran 2018 genel seçimlerinden 13 gün önce (11 Haziran 2018) bütün il emniyet müdürlüklerinden ve savcılıklarından ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri talep etti.

19 Temmuz 2018 tarihinde de HDP MYK üyesi olmayan ve soruşturma aşamasında şüpheli olarak yer almayan Hatip Dicle, Selma Irmak, Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata, Demir Çelik, Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak, Ahmet Türk, Sebahat Tuncel, Emine Ayna, Kamuran Yüksek ve Ertuğrul Kürkçü ile birçok siyasetçinin de aralarında bulunduğu 90 kişilik listeyi emniyet müdürlüklerine göndererek, araştırma yapılmasını talep etti.

DOSYANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN YAZI

26 Ekim 2018’de Ankara TEM’den soruşturma savcısına bir yazı gitti. O tarihe kadar yürütülen soruşturmada Demirtaş ve HDP’nin Kobanê olaylarındaki dahli '2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet' olarak tanımlanırken o yazıdan sonra dosyanın seyri değişti; yazıda Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın bu olaylar ve ölümlerden dolayı yargılanması gerektiği belirtiyordu. Yazıda ayrıca HDP MYK’sinin de bu olayların arkasında olduğunu iddia ediyor, bu nedenle kapatılması gerektiğini vurguluyordu.

AİHM'DEN TAHLİYE KARARI VE ERDOĞAN'IN 'KARŞI HAMLESİ'

Kobanê soruşturması Altun'un atanması sonrasında hızlanırken, 7 Eylül 2018'de Selahattin Demirtaş, eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile birlikte 'örgüt propagandası yapmak' iddiasıyla İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada 4 yıl 8 ay hapse mahkum edildi. 25 Ekim 2018'de mahkumiyet kararı, incelenmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine ulaştı.

17 Kasım 2018'de AİHM, Demirtaş’ın başvurusunun sonucunu 20 Kasım’da açıklayacağını duyurdu. 19 Kasım 2018'de İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen mahkumiyet kararı, istinaf tarafından ön incelemeye alındı. 20 Kasım 2018'de AİHM, Demirtaş’ın 'siyasi saikle hapsedildiğini' ifade ederek tahliye edilmesine hükmetti. Aynı gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “AİHM kararları bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” dedi. Tahliyenin beklendiği 20 Eylül 2019’da, Yüksekdağ ve Demirtaş Ankara 1’inci Sulh Ceza Hakimliği kararı ile ikinci kez tutuklandı. Erdoğan’ın 'karşı hamlesi' ile eş başkanlar bu kez “milletvekili olmayan MYK üyeleri” hakkında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.

30 Kasım 2018'de Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye başvurusunu reddetti. 4 Aralık 2018'de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, mahkumiyet kararını onayarak cezayı kesinleştirdi.

GİZLİLİK KARARI

Savcı Altun, dosyaya gizlilik kararının verilmesini talep etmesi üzerine Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği 3 Ocak 2019 tarihli kararıyla dosya içeriğinin incelenmesi ve örnek alma yetkisinin kısıtlanmasına karar verdi.

DEMİRTAŞ İKİNCİ KEZ TUTUKLANDI

Dosyada gizlilik kararı sürerken, AİHM Büyük Dairesi de Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı ana davası için 2 Eylül 2019 tarihinde tahliye kararı verdi. Karardan ardından savcı Altun, Kobanê soruşturması kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması için 19 Eylül 2019 tarihinde Selahattin Demirtaş’ın bulunduğu Edirne F Tipi ve Figen Yüksekdağ’ın bulunduğu Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevlerine müzekkereler yazdı. Yüksekdağ ve Demirtaş ifade vermeyi talep etmelerine rağmen 20 Eylül 2019 tarihinde ikinci kez 6-8 Ekim olayları gerekçesiyle tutuklandı.

TUTUKLAMALAR ARTIYOR

Demirtaş ve Yüksekdağ’ın ikinci kez aynı suçlamayla tutuklanmalarının ardından 24 Eylül 2020 tarihinde Sırrı Süreyya Önder, Nazmi Gür, Ayla Akat Ata, Emine Ayna, Emine Beyza Üstün, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Can Memiş, Dilek yağlı, Gülfer Akkaya, Günay Kubilay Zeki Çelik, Ali ürküt, Altan Tan, Pervin Oduncu, Alp Altınörs, Berfin Özgür Köse, Cihan Erdal, Ayhan Bilgen, İsmail Şengül gözaltına alındı.

2 Ekim 2020’de Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Gülfer Akkaya adli kontrolle serbest bırakılırken diğer 17 kişi tutuklandı.

KRİTİK AY: ARALIK 2020

Aralık 2020, Kobanê davası için kritik aydı. 22 Aralık 2020’de AİHM Büyük Dairesi Selahattin Demirtaş hakkında 'tahliye' kararı verildi. Kararda, “Kobanê için yapılan çağrılar şiddet çağrısı değil” denildi. Ayrıca Demirtaş’ın 2019 yılında ikinci kez tutuklanmasının 4 Kasım 2016 tarihli tutukluluğunun bir devamı niteliğinde olduğunu vurgulandı. Bu karara rağmen 30 Aralık 2020' düzenlenen 3 bin 530 sayfalık iddianame, 324 klasörden oluşan eklerle birlikte mahkemeye sunuldu. İddianame Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bir hafta içinde 7 Ocak 2021 tarihinde kabul edildi.

Aralarında Demirtaş'ın da olduğu 108 kişi hakkında 'Kobane iddianamesi' hazırlandı

SİYASİ BEYANLAR SUÇ SAYILDI, IŞİD'E YER VERİLMEDİ

İddianamede 108 kişi için 'devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma' ve 37 kez 'insan öldürme' başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor. İddianamenin ilk 241 sayfasında ölenlerin 37 kişinin isimleri, mağdur müşteki olarak ise aralarında Adalet Bakanlığı, AKP, CHP, HÜDA PAR, MHP, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, MİT, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli Savunma Bakanlığı’nın da bulunduğu 2 bin 676 isim yer aldı.

Suçlamaların temeli olarak ise HDP MYK tarafından 6 Ekim 2014’te Kobanê’ye yönelik saldırılara ilişkin Twitter üzerinden paylaştığı mesaj gösterildi. İddianamenin çok büyük bir bölümü yayımlanan haberler ve 6-8 Ekim günlerinde çeşitli kentlerde yaşanan olayların ayrıntıları ve müşteki ifadelerinden oluştu. Hakkında iddianame hazırlanan siyasetçilerin çeşitli tarihlerdeki demeçleri ve açıklamalarının yer aldığı haberler de davaya konu edildi. Meclis’te kürsü dokunulmazlığı kapsamında yaptığı konuşmalar da suçlamalara dayanak gösterilen deliller arasında yer aldı.

İddianamede eylemlerin gerekçesi olan IŞİD'ın katliamlarına ise yer verilmedi.

Açıklamalar, fezlekeler ve eylemler Kobane iddianamesinde suç sayıldı

'KOPYALA YAPIŞTIR' İFADELER

İddianamenin temelini oluşturan bir başka husus da gizli tanık 'Ulaş', 'Mahir' ve açık tanık itirafçı Kerem Gökalp’in beyanları oldu. Bu beyanlar 2015 yılında emniyet tarafından hazırlanan araştırmada yer alıyordu.

Gizli tanık Mahir’in Ahmet Altun tarafından Ankara TEM’de alınana beş sayfalık ifadesi ile Kerem Gökalp’in 6 sayfalık ifadesinin yazım hatalarıyla birlikte neredeyse bire bir aynı beyanlardan oluşuyor. Ayrıca gizli tanık Ulaş’ın 4 Mart 2020’de tanık Sami Baran’ın 12 Aralık 2019’a alınan ifadelerinin cümle cümle aynı olduğu ortaya çıktı.

Ayrıca gizli tanıklar Hermes ve Atlas’ın konuşmalarının birebir kopyala yapıştır yöntemi olduğu ortaya çıktı. Tanık sıfatıyla ifadesi alınan Gül Tanrıverdi’nin iddianamede geçen ifadesi ile Kobanê eylemlerinden 5 yıl sonra 26 Kasım 2019’da Ağrı TEM’de verdiği ifadesinin uyuşmadığı görüldü.

Demirtaş hakkında hazırlanan Kobane iddianamesi 2 gizli tanığın ifadesine dayanıyor

DOSYAYA GİRMEYEN 'İFADE'

Kerem Gökalp, 2019 yılında Türkiye’ye teslim olarak tutuklandı. Ancak tutuklandığı dönemdeki ifadesinde 6-8 Ekim ile ilgili tek bir beyanı bulunmuyor. Tutuklandıktan bir süre sonra 24 Aralık 2019’da Kobanê soruşturması kapsamında ifade vermek için dilekçe ile başvuruda bulunduğu iddia edilirken, bir gün sonrasında idari gözetim kararıyla cezaevinden emniyete götürüldü. Ancak bahsi geçen dilekçe dava dosyasında yer almadı.

ÖLÜMLERDEN 'DELİLDEN YOKSUN BİÇİMDE' HDP SORUMLU TUTULDU

Kobanê protestolarında İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre 46, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre de 48 kişi öldü. İddianamede, Kobanê protestolarında 37 kişinin ölümü HDP’ye yüklendi ancak pek çoğunun ismi geçmedi.

İsmi geçenlerin ölümleri ile HDP ile bağlantı delillendirilmedi. Örneğin, Kobanê eylemleri sırasında panzerden açılan ateş sonucu Hakan Buksur'un öldürülmesinden siyasetçiler sorumlu tutuldu. Siirt’e korucuların açtığı ateş ile üç kişi öldürüldü. Ancak korucular yerine dava kapsamında HDP yöneticileri kasten öldürmeden yargılanıyor. Adana’da ölümlerin de IŞİD’le bağlantılı olduğuna yönelik delillere rağmen bu ölümlerden HDP MYK üyeleri sorumlu tutuldu. Yine Hizbullah üyeleri tarafından öldürülen 19 yaşındaki Süleyman Kale’nin ölümünden de HDP sorumlu tutuldu.

23 Hazirazn 2021'de yapılan duruşmada Avukat Cemile Turhallı Balsak, ölümlerle HDP'nin ilişkilendirilmesinin dayanıksızlığına dikkat çekti. Balsak dosyada tek bir ifadede dahi, "HDP'nin çağrısıyla sokağa çıktım, öldürdüm" sözlerinin geçmediğini belirterek, "Öldürenlerin ülkücü gruplar olduğunu kanıtlayan deliller, haberler var. Emrah Demir, Batman'da HÜDA PAR'lılar tarafından öldürüldü. HÜDA PAR'lılar bir tweet attı ve 'gelin leşinizi alın' dedi. Kobanî dosyasında Emrah Demir'in ismi yer almıyor. Nedeni, sanık sandalyesinde oturması gereken HÜDA PAR'lılar gibi kişileri müşteki sandalyesinde oturtmak için. Bu bile yargılamaya bakış açısını gösteriyor" dedi.

Kobane iddianamesindeki 37 ölümde polis, asker ve Selefilerin sorumluluğu da HDP’lilere yüklendi

DURUŞMALAR BAŞLADI

Savunmaların tamamlanmamasına rağmen 14 Nisan 2023'te davada savcılık esas hakkındaki 5 bin 264 sayfalık mütalaasının özetini okudu. Özetinin okunması sekiz saat süren mütalaayla Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 36 kişinin tamamının Türk Ceza Kanunu (TCK) 302. madde kapsamında ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçlamasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Altı yıl sonra başlayan davanın ilk duruşması 26 Nisan 2021'de görüldü.

108 kişinin yargılandığı ‘Kobane davası’ yarın başlıyor: Zorlama iddianamenin hukuki karşılığı yok

HAKİMİN ISRARLI 'ŞİKAYETÇİ MİSİN?' SORUSU

Duruşmalarda müşteki olarak davaya eklenenlerin de tanık olarak dinlenenlerinde tartışmalı durumlar yaşandı. Yedinci duruşma öncesinde 47 kişinin 'müşteki' sıfatıyla alınan ifadeleri dosyaya eklendi. Ancak bunlardan sadece 10 kişi şikayetçi olduğunu belirtti, diğerleri katılma talebinde bulunmadı.

Dokuzuncu duruşmada bir müştekinin şikâyetinden vazgeçmesi üzerine hâkim, birkaç kez "şikâyetçi misin?" diye sordu. Kürtçe tercüman olmaması nedeniyle Zeynep Ölbeci müştekiye soru soramadı.

‘Kobane’ iddianamesi: Müştekilerin iddianameden haberi yok

ÇELİŞEN TANIK İFADELERİ

Dokuzuncu duruşmada ayrıca “ABC123” isimli gizli tanık ifadesi dosyaya eklendi. Gizli tanık ifadesi, mahkeme başkanı ve iki üye tarafından duruşmanın görülmediği gün alınırken, gizli tanık beyanları tutukluluk devam gerekçesi yapıldı.

ABC123'nin beyanları ise diğer tanık ifadelerini boşa düşürecek şekildeydi. Dava kapsamında hakkında iddianame açılan 108 kişinin çoğunu tanımadığını söyleyen ABC123, önceki tanıkları boşa düşürecek beyanlarda da bulundu. Gizli tanık Mahir, MYK toplantısında HDP’ye talimat verildiğini; tanık Kerem Gökalp, Kamuran Yüksek üzerinden talimat verildiğini iddia etti. 'ABC123' ise küçük hafıza kartıyla HDP Diyarbakır İl Örgütü binasına talimat gönderildiğini ileri sürdü.

Kobanê dosyası: Tarihler ve kişiler farklı ama 'gizli tanıkların' ifadeleri aynı

TANIKLARLAR HDP'Lİ SİYASETÇİLERİN TAHLİYESİNİ İSTEDİ

Mahkemenin ulaştığı tanıkların çoğu da HDP’li siyasetçilerin tahliye edilmesi talebinde bulundu, davayla ilgisinin olmadığını söyledi. Tanıklar, siyasetçilerden çağrı almadıklarını, protestolarda şiddet olaylarının gerçekleşmediğini, IŞİD'i protesto etmenin hak olduğunu, valiliklerin gösterdiği yerlerde açıklamalar yaptıklarını söyledi.

Davanın 11’inci duruşmasında Ankara TEM Şube Müdürlüğü’nde oğlunun kayıp ilanı için gittiği sırada verdiği ifadenin davaya eklenmesi üzerine N.K. tanık sıfatıyla mahkemede dinlendi. N.K., davayla ilgisinin olmadığını belirterek, “Neden tanık olarak getirildim” diye sordu. Aynı duruşmada dinlenen iki tanık da, Emniyet'te alınan ifadelerinin kendilerine ait olmadığını belirterek, HDP lehine ifade verdi.

TANIK BARAN: AKLIM BAŞIMDA DEĞİLDİ

4 Nisan 2022'de görülen duruşmada iddianamede ifadesi yer alan ve tutuklamalara dayanak yapılan tanık Sami Baran dinlendi. Üç dönem PM üyesi olduğunu belirterek, iddianamede adı geçenlerin hemen hepsini tanıdığını ifade eden Baran, 6-8 Ekim olaylarının provokasyon olduğunu belirtti. 2017'den bu yana ağır sağlık sorunları yaşadığını kaydeden Baran, "O şekilde geldim, ifademi verdim. Kulaklarımda sorun var. Bir şey sormuş olabilirler, evet demişimdir. Bunları söylerken aklım başımda değildi" diyerek, Emniyet'te verdiği ifadeyi reddetti. Mahkeme başkanının, "İsmini okuduğum sanıkların örgütle bağı var mı, 6-8 Ekim 2014 tarihinde olayların yaşanmasında bir rolleri oldu mu?" sorusuna Baran, "Bilmiyorum" yanıtını verdi.

GİZLİ TANIK SUÇLADIĞI KİŞİLERİ TEŞHİS EDEMEDİ

Temmuz 2022’de görülen duruşmada gizli tanık Hermes, HDP’nin önceki dönem Sözcüsü Günay Kubilay hakkında kapsamlı ifade vermiş olmasına rağmen kameraların Kubilay’ı göstermesi sonrasında “başka biriyle karıştırdım” dedi. Hermes, suçlamalarda bulunduğu Pervin Oduncu ve Mesut Bağcık’ı da teşhis edemedi.

Kobanê Davası: Gizli tanık ifadeleri çürütüldü

MÜTAALADA HANGİ CEZALAR İSTENDİ

Savunmaların tamamlanmamasına rağmen 14 Nisan 2023'te davada savcılık esas hakkındaki 5 bin 268 sayfalık mütalaasının özetini okudu. Özetinin okunması sekiz saat süren mütalaada;

Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Ahmet Türk, Bircan Yorulmaz, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Ayla Akat Ata, Aysel Tuğluk, Ayşe Yağcı, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Cihan Erdal, Nazmi Gür, Dilek Yağlı, Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Gülser Yıldırım, Gültan Kışanak, Günay Kubilay, İsmail Şengül, Zeki Çelik, Pervin Oduncu, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, İbrahim Binici, Can Memiş, Gülfer Akkaya, Berfin Özgü Köse, Emine Beyza Üstün, Meryem Adıbelli, Sibel Akdeniz, Mesut Bağcık, Nezir Çakan ve Aynur Aşan’ın “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

Sanıklar Demirtaş, Yüksekdağ, Türk, Yorulmaz, Ürküt, Altınörs, Tan, Bilgen, Ata, Tuğluk, Yağcı, Yorulmaz, Barmaksız, Erdal, Gür, Yağlı, Ayna, Önder, Yıldırım, Kışanak, Kubilay, Şengül, Çelik, Oduncu, Tuncel ve Karaman’ın, 6 kişinin öldürülmesine ilişkin “nitelikli insan öldürme” suçundan 6’şar kez daha ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep edildi.

Aynı suçtan Nezir Çakan ve Sibel Akdeniz’in 4’er kez, Meryem Adıbelli’nin ise 1 kez daha ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi istendi. Bununla birlikte söz konusu siyasetçiler hakkında, “mala zarar verme”, “hürriyeti tahdit”, “öldürmeye teşebbüs”, “kasten yaralama ve hırsızlık” suçlarından ise farklı oranlardan süreli hapis cezası talep edildi.

Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 36 kişinin tamamının Türk Ceza Kanunu (TCK) 302. madde kapsamında ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçlamasıyla cezalandırılmaları talep edildi.

Kobanê Davası'nda boş salona okunan mütalaa: HDP'lilere ağırlaştırılmış müebbet talebi

SAVUNMA İÇİN ÜÇ BUÇUK AY SÜRE VE ARDINDAN EK SÜRE

14 Nisan 2023'te açıklanan ve toplam 5 bin 268 sayfalık mütalaanın incelenmesi ve karşı savunma yapabilmesi için mahkeme heyeti, makul süre taleplerini reddetti; savunma için üç buçuk ay süre verdi.

Kobanê Davası’nda ara karar çıktı: 5 bin 267 sayfalık mütalaaya karşı savunma için 27 gün süre

16 Ağustos 2023'te ise mahkeme; Savcının yargılanan siyasetçiler hakkında 'örgüt üye olmak' ve 'örgüt yöneticiliği yapmak' iddiasında bulunduğunu, ancak siyasetçiler hakkında “ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla dava açıldığı ve diğer iki suç iddiası bakımından dava açılmadığı, suçun hukuki niteliğinin değişmesi ihtimaline karşı her iki suç iddiası bakımından ek savunma hakkı verilmesine hükmetti. Ayrıca esas hakkında savunma yapan siyasetçilerin ek savunma talebi olduğu takdirde bu hakkın tanınacağını ancak henüz savunma yapmamış olan siyasetçilerin yapacak savunmalarının ise bu kapsamda da ele alınacağını belirtti. Bu ek savunma kararı yargılananların tepkisini çekti. Figen Yüksekdağ 18 Ağustos'taki duruşmada ek savunma kararı konusunda, "2,5 yıl geçmiş yeni mi aklınıza geldi? Ek savunma hakkı da esas hakkındaki savunma ile yapıştırılmış. Sorgu hakkımızı gasp ettiniz. Ek savunma kararının olumlu bir yanı yok, bu bizim aleyhimize çevriliyor.” dedi.

Figen Yüksekdağ’dan ek savunma kararına tepki: Yeni mi aklınıza geldi?

Selahattin Demirtaş, Kobanê Davası’ndaki savunmasında ne dedi? 9 günün dökümü

KARARIN 16 MAYIS'TA AÇIKLANMASI BEKLENİYOR

Kobanê davasında yargılanan siyasetçilerin son sözlerinin dinlenilmesinin ardından, 19 Mart'ta mahkeme hükmü açıklamak üzere gelecek duruşmanın, 17 Nisan’da görülmesine hükmetti. Ancak 17 Nisan'daki duruşmada da karar çıkmadı. Karar duruşması 16 Mayıs'a ertelendi.