Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı Kobani Davası’nın 83'üncü duruşmasında, kararını açıkladı. Kararın açıklanmasının ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Hukuk tarihine bugün yine kara bir leke sürüldü. Çetelerin, insanları katledenlerin serbest bırakıldığı, binlerce faili meçhul cinayet işleyen JİTEM davalarının aklandığı bir süreçte Kürt ve devrimci siyaseti bugün cezalandırıldı. Biz bu cezaları, bu kararı tanımıyoruz. Kobani kumpas Davası'nda yargılananlar özgürdür" dedi. Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları ise "Faşizme geçit vermeyeceğiz. Bu karar IŞİD lehine verilmiştir" ifadelerini kullandı. 

Mahkeme, Demirtaş'a 42 yıl, Yüksekdağ'a ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine hükmetti. Mahkeme başkanının, 130 sayfalık karar metninin özetini okumaya başlamasıyla, izleyiciler ile sanık avukatları alkışlar ve sloganlar eşliğinde salonu terk etti. Karar, sanık ve avukatların yokluğunda okundu. Karar duruşmasına gelmeyen Demirtaş, son savunmasında “Vereceğiniz kararı yüzüme okumanıza fırsat vermeyeceğim. Kararı kendi kendinize okuyacaksınız” demişti.

"İstiklal Mahkemeleri'nin ruhu, 12 Eylül yargılamalarının ruhu tekrar hortlamıştır"
Tuncer Bakırhan, kararı tanımadıklarının altını çizerek, "Çetelerin, kent meydanlarında çakarlı araçlarla insanları katledenlerin serbest dolaştığı, Kürtleri asit kuyularında katleden JİTEM davalarının aklandığı bir süreçte Kürtler ve devrimciler bugün cezalandırıldı. Biz bu cezaları tanımıyoruz. Selahattinler, Figenler, Kürtlerin, Türklerin, kadınların, gençlerin yüreklerinde beraat etmişlerdir. Özgürlerdir. Bugün Sincan'da İstiklal Mahkemeleri'nin ruhu, 12 Eylül yargılamalarının ruhu tekrar hortlamıştır. Normalleşme, yumuşama mesajlarının verildiği bu süreçte, HDP, Kürt siyaseti, devrimciler, demokratlar siyaset sahnesinden silinmeye çalışılmıştır. 31 Mart'ta aslında bu adaletsiz düzene büyük bir cevap verildi. Bu cevabı almayanlar bugün Türkiye'nin geleceğine büyük bir kötülük yapmışlardır. Biz Kürtler, emekçiler, yoksullar, her zaman olduğu gibi dayanışarak bu kirli kararları boşa çıkaracağız. Arkadaşlarımızı bir gün muhakkak özgürleştireceğiz. Bu kararı verenler çok iyi bilsin, o günler uzak değil. Bu kara günde bu kararı verenleri lanetliyor, kararlarını tanımadığını belirtiyoruz" dedi. 
"IŞİD lehine karar verildi"
Tülay Hatimoğulları, hukuki bir darbe gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi: 

"Faşizme geçit vermeyeceğiz. Bu karar IŞİD lehine verilmiştir. Bugün Sincan Adliyesi'nde bir hukuk katliamına tanıklık ettik. Arkadaşlarımız yüzlerce yılla cezalandırılmıştır. Bu bir yol ayrımıdır. İddianame nasıl saraydan yapıldıysa bu karar da aynı odaklardan gelmiştir. Türkiye'de yargı diye bir şey kalmamıştır. Şu an bir hukuki darbe, bir siyasi darbe daha gerçekleşmiştir. Yargılanan arkadaşlarımız bütün dünyanın vicdanında beraat etmiştir."

Kobani davasındaki karar sonra açıklama yapan Ahmet Türk, "Demirtaş'ı hedef haline getirdiler. Demirtaş barışı kardeşliği savundu hep. Bunu bir intikam davasına dönüştürdüler" dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı 108 sanıklı Kobani davasında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıkladı.

Yüzlerce yıllık ceza yağan davada, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'e devletin bütünlüğünü bozma suçundan beraat, "örgüt üyeliği" suçlamasından ise ise 10 yıl hapis cezası verildi. 

Ayrıca Demirtaş'a "devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya yardım" suçundan 20 yıl, "suç işlemeye tahrik" suçundan da 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmedildi. Demirtaş'a, Diyarbakır'daki Nevruz konuşması nedeniyle 2 yıl 6 ay, 29 şubat 2016'daki konuşması nedeniyle de "halkı kanunlara uymamaya teşvik" suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Yüksekdağ'a ise "devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardım"dan 19 yıl, "suç işlemeye tahrik" suçundan 4 yıl 6 ay ile "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan da 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yüksekdağ'ın "2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçundan 2 yıl, ayrıca iki ayrı konuşması nedeniyle de "örgüt propagandası" suçundan 1 yıl 6'şar ay olmak üzere toplam 3 yıl hapis cezasına karar verildi. "Seçim yasaklarına aykırı hareket etmek" suçundan da 3 ay hapis cezası verilen Yüksekdağ'ın toplam cezası 30 yıl 3 ay olurken, tutukluluk halinin devamına hükmedildi.

Halk TV'ye bağlanan Ahmet Türk ise davaya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

"Demirtaş'ı hedef haline getirdiler. Demirtaş barışı kardeşliği savundu hep. Bunu bir intikam davasına dönüştürdüler. Bu davanın siyasi bir dava olduğunu başından beri söyledik. Bizler bir vahşet örgütüne karşı düşüncelerimizi açıkladığı için böyle bir dava açıldı. Bir kesimin toplumsal barışı bozmaya yönelik bir karar. Bu karar mahkemenin değil siyasetçilerin verdiği bir karar. Üzüntümüz cezadan dolayı değil. Maalesef bazı kesimler ötekileştirme politikasını sürdürme ve bunun üzerinden pirim yapmaya devam ediyor. Halkların kardeşliğine vurulan bir darbe olarak görüyorum. Biz IŞİD çetelerine karşı tepkimizi koymuştuk, devlete değildi. Buna rağmen bu ülkenin demokratikleşmesi için barış için mücadele etmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki bu ülkede yürütülen politikaların yanlışlığını herkes bir gün anlayacak."