"Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ni hedef alan kalkışmasının ardından, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın şartlı tahliye edilmesi ‘karelerin’ birleştirilmesine neden oldu" diyen Babacan, şu ifadeleri kullandı:

"Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, ortağı Devlet Bahçeli’nin aksine daha soğukkanlı değerlendirmeler yapmasını buna bağlayanlar var. Bilgi ve analiz arttıkça, yargıdaki kalkışmanın pek de masum olmadığını düşünenlerin sayısı arttı. Öyle ki; bu operasyonu, 2021 yılında yasalaşan ‘Güvelik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi’ne kadar götürenler var. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hazırlattığı yasa, sadece muhalefetin değil, AKP’lilerin de çok tepkisini çekmişti.

Bu düzenlemeyle kamuda görev alacaklara ilişkin güvenlik soruşturmasının çapı öyle bir genişletiliyordu ki; güvenlik soruşturmasına kişinin eşi, birinci derece kan bağı olanlar ve sıhri hısımlarının yani kişinin eşinin ailesinin de dahil edileceği hükmü yer alıyordu. “Sıhri hısımlar” olarak adlandırılan bu bölümle, kişinin tüm sosyal çevresine bakılacak ve kamuya alınmama gerekçesi yapılabilecekti. AKP’liler, 'Bu hükümle hiçbirimiz kamuda görev alamayız' diye itiraz ettiler. Sıhri hısımlar bölümü metinden çıkartıldı.

İşte bu teklif, AKP’lilere göre yargıda ve devlette kendilerini zor durumda bırakmak isteyenlerin operasyonuydu. Şimdi, geçtiğimiz hafta yaşanan krizi bunun devamı olarak nitelendiriyorlar. Ayrıca işi FETO tipi kalkışmaya benzetenler ve amacın AKP’yi zor durumda bırakmak olduğunu iddia edenler bile var. Önceki gün Ogün Samast’ın şartlı tahliyesi de aynı bakışla değerlendiriliyor. Bu nedenledir ki; milletvekilleri yargı krizi nedeniyle açıklama yapmamaları için uyarıldı."