CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i 19 Ocak 2007’de gazete binasının önünde düzenlediği silahlı saldırıda öldüren Ogün Samast’ın adli kontrolle serbest bırakılmasıyla ilgili "derin devlet" mesajı verdi. Hrant Dink'in aldığı ölüm tehditlerine karşı söylediği "Biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinleri öldürmez" sözünü hatırlatan Özel, "Ogün Samast, bir güvercin katili. Samast yakalandığında birileri onu aldılar Türk bayrağı önünde poz verdiler. Orada o sırtı sıvazlayan bir kişi değil, o Türkiye’deki derin güçler" diye konuştu. Samast'ın tahliye edilmesiyle, o tetiği çektirenlerin tüm gazetecileri ve muhalifleri "biz buradayız devlet dediğiniz gördüğünüzden ibaret değil, derinlerde başka bir yapı var ve biz günü gelir katilimize de sahip çıkarız" diyerek tehdit ettiğini söyleyen Özel, "Bu devlette güvercin katillerine ve o katilin sırtını sıvazlayana, günü gelince serbest bırakana nefes aldırırsam namussuzum" dedi.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile dün gerçekleştirdikleri görüşmeye de değinen Özel, yeni anayasa çalışmaları hakkında konuştuklarını söyledi. Özel, "Meclisin yapması gereken bazı işlerde ortaklaşabileceğimizi konuştuk. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi ile AYM’yi güçsüzleştirecek ve bu yargı krizini Erdoğan’ın gönlüne göre çözecek hiçbir işin içinde olmam" ifadesini kullandı.

Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tutuklu TİP milletvekili Can Atalay krizinde Yargıtay'ın yanında olup Anayasa Mahkemesi kararını tanımamasıyla ilgili olarak da, "Anayasa Mahkemesi ile ilgili madde cumhurbaşkanının gözünde yok, o sayfayı yırttı attı. Eğer sen yırtıp atarsan TBMM ile ilgili 80. Maddeyi de yarın yırtıp atmayacağının bir garantisi yok" diye konuştu.

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Kıbrıs'taki koltuk krizi
"(Kıbrıs ziyaretindeki koltuk krizi) İlk gittiğimde şöyle bir şey yaşandı. Gittim, koltuk beğenmedi dediler, şöyle oldu: Kıbrıs Cumhurbaşkanı ve yanında yardımcımız oturuyor Türkiye’yi temsilen, Kıbrıs’ın meclis başkanı var benim koltuk 20 koltuk ileride. Genel kurmay başkanımız var, kuvvet komutanları var var var. Dedim bu ne? Dediler ki muhalefet partileri burada oturuyor. Dedim ki ben Türkiye Cumhuriyeti devletinde cumhurbaşkanı yardımcısından sonra Meclis Başkanı gelmediğine göre bir sonraki sıradayım. Orada oturmamız lazım. Koltuk beğenmemek değil de, oturduğun koltuğun hakkını yedirmemek. Bekir Bozdağ vardı o da hak verdi. O meclis başkanvekili, dedi ki ‘Özgür Bey bizden önde protokol’ deyince doğru yere oturtulduk. Kıbrıs Meclis Başkanı ile birlikte oturduk. Ama anlaşılıyor ki bir protokol hatasından kaynaklanıyor.

"Bu devlette güvercin katillerine ve o katilin sırtını sıvazlayana, günü gelince serbest bırakana nefes aldırırsam namussuzum"
"(Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın tahliye edilmesi) Öyle bir yerde bu haberi aldım ki zaten duygularımın en yoğun olduğu noktaydı. Kıbrıs’ta şampiyon meleklerin anneleriyle beraberdim. Kahraman meleklerin antrenman yaptıkları spor salonunda bir oda vermişler. Adıyaman’daki depremde İsias Otel’de Kıbrıs’tan 24 evladımız hayatını kaybetti. Onların anne ve babalarıyla beraberdik. Böyle bir acıdan çıktım, kapının önüne gittim, muhabirler dediler ki Ogün Samast serbest bırakıldı. Ogün Samast, bir güvercin katili. Çünkü Dink’e demişlerdi ki tehdit alıyormuşsunuz diye, o da demişti ki ‘Ben tehdit alıyorum ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinleri öldürmez’ demişti. Hrant Dink kendini barış güvercini olarak niteliyordu, Ogün Samast bir güvercini öldürdü. Bu ülkede güvercin öldürmek kadar utanılacak bir şey yoktur. Bir güvercini vurgu Ogün Samast. Onu yaptıktan sonra yakalandığında birileri onu aldılar Türk bayrağı önünde poz verdiler. Orada o sırtı sıvazlayan bir kişi değil, o Türkiye’deki derin güçler. O Dink’in ölümünden sebebiyet evrenlerin eli o sırtı sıvazlıyordu. O el  Ogün Samast’ı geçen gün serbest bıraktıran. Ogün Samast bir katil ama sadece tetiği çeken kişi. Tetiği çekenler şunu söylüyorlar, gazetecisiniz değil mi İsmail Bey, sizin gözünüze bakarak diyorlar ki ey İsmail Bey buradayız katilimize bile sahip çıkarız hepinize ayağınızı denk alın diyorlar. Türkiye’deki bütün gazetecilere muhaliflere biz buradayız devlet dediğiniz gördüğünüzden ibaret değil, derinlerde başka bir yapı var ve biz günü gelir katilimize de sahip çıkarız diyorlar. Kimse korkmasın, hepimiz Hrantız derken boşa söylenmiyordu. Biz öldürmekle bitmeyiz. Bundan sonra o derin yapı şunu bilsin, enselerindeyiz. Bundan sonra onlar bizimle değil biz onlarla uğraşacağız. Bu devlette güvercin katillerine ve o katilin sırtını sıvazlayana, günü gelince serbest bırakana nefes aldırırsam namussuzum.

"AKP ile AYM’yi güçsüzleştirecek ve bu yargı krizini Erdoğan’ın gönlüne göre çözecek hiçbir işin içinde olmam"
"(Meclis Başkanı ile görüşme) Anayasa Mahkemesi ile ilgili tartışmaları konuştuk, iç tüzükle ilgili meseleleri konuştuk, meclisin yapması gereken  bazı işlerde ortaklaşabileceğimizi konuştuk. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi ile AYM’yi güçsüzleştirecek ve bu yargı krizini Erdoğan’ın gönlüne göre çözecek hiçbir işin içinde olmam. Ama örneğin infaz düzenlemesi ile bu tip katillerin böyle kolayca dışarı çıkmasına engel olacak şeylere de olumlu katkı sağlarız.

"Erdoğan'ın TBMM ile ilgili 80. maddeyi de yarın yırtıp atmayacağının bir garantisi yok"
"Cumhurbaşkanı o birkaç gün suskundu uçakta yaptığı açıklamalar gelince gördük ki Yargıtay’ın kararını sahipleniyor, Anayasa’yı yok sayıyor. Anayasa Mahkemesi ile ilgili madde cumhurbaşkanının gözünde yok, o sayfayı yırttı attı. Eğer sen yırtıp atarsan TBMM ile ilgili 80. Maddeyi de yarın yırtıp atmayacağının bir garantisi yok.

"Bundan sonra direnmek durumundayız, yoksa sıra bize gelir"
(Meclis’teki oturma eylemi) Ben bu gece de Yargıtay kararından sonra gelin bu yargıya direnelim dedim, Numan Bey önce olur dedi sonra baktı ki AK Parti’de bir şey var toplamadı. Sonradan Tayyip Erdoğan darbenin başına geçti. Anayasa’nın o sayfasını yırtıp attı. Bundan sonra direnmek durumundayız, yoksa sıra bize gelir. Biz sembolik bir şey yapıyoruz ama ben Meclis’e sahip çıkıyorum. Ne zamana kadar, eylemlilikte ikinci bir karar alana kadar. Biz bunu kamuoyuna duyurana kadar. Bu eylemlilik hem Türkiye hem dünya kamuoyunda bilinene kadar. Darbeye maruz kalan ülkeler uluslararası dayanışma isterler. Bu darbe girişiminin uluslararası olarak görülmesi Türkiye’yi şikâyet etmek değildir. Biz Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Anayasal düzenini askıya alma çabasını görünür kılıyoruz. Meclis’te.