Gazete Duvar'dan Ceren Bayar'a konuşan Hatimoğulları'nın yanıtları şöyle:
Mayıs 2023 seçimlerinden sonra tabanınızdan gelen eleştirileri de dikkate alarak yeniden yapılanma süreci başlattınız. Yerel seçim, bu sürecin ilk sınavı olacak. Haftalardır sahadasınız. Attığınız bu adımların karşılık bulduğunu, bulacağını görüyor musunuz?
Evet. Hakikaten çok olumlu tepkiler var. Partimize olan teveccühte önemli bir artış gözlemledik. Bunda tabii ki seçimlerden sonra yürüttüğümüz halk toplantıları ve yeniden yapılanmayla ilgili aldığımız kararların gerekliliklerini yerine getirmemizin çok önemli payı var.
Biliyorsunuz belediye eş başkan adaylarımızın ve belediye meclis üyelerimizin önemli bir kısmını halk oylamasıyla belirledik. Sahada bunun çok olumlu yansımalarını gördük. Çünkü halkımız adaylarını kendisi belirledi. Bunun politik olarak pozitif sinerjisini çok net tespit ettik. Yaptığımız her çalışma, her buluşma oldukça coşkulu ve katılımcı bir ruhla geçti. Sadece nicel bir katılımdan bahsetmiyorum. Sahiplenme duygusu çok yüksekti. İnanıyoruz ki bu tablo 31 Mart seçimlerinde sandığa da yansıyacak.
Leyla Zana'nın “Hep beraber seçimden sonra, barış ve özgürlüğün yolunu açacağız” sözleri Newroz'un en çok konuşulan cümlelerindendi. Zana'nın ifadelerini seçimden sonra yeni bir süreç başlayacağı şeklinde yorumlayanlar oldu. Zana'nın bu sözlerinden önce de 1 Nisan'dan sonra bir çözüm süreci başlayacağına dair bir algı vardı kamuoyunun bir kesiminde. Bir çözüm sürecinin başlaması mümkün mü?
Leyla Zana bütün Kürt halkının olmasını istediği bir şeyi dile getirdi. Bunun olma koşulları var mı? Savaş ittifakının kurulduğu bir yerde bunu sağlamak bugünden yarına mümkün müdür? Bunu bilemeyiz. Bildiğiniz bir şey var; AKP, Kürt halkına 1 Nisan sonrası için bir hayal satıyor. Bunu bir seçim propagandası olarak uyguluyor. '1 Nisan'dan sonra çözüm süreci başlayabilir', '1 Nisan'dan sonra bir şeyler olabilir' mesajını üstü örtük bir biçimde veriyor. Bölgede böyle bir algı yaratıyor.
Bölgede çözüm umudu yaratarak bölgedeki rakibi olan DEM Parti'nin tabanına hitap etmeye çalışıyor. Oysa Kürt sorunu 40 yıldır devam ediyor. Kürt halkı çok acı çekti, Türkiye halkları çok bedel ödedi. AKP de Kürt sorununu seçimden seçime hatırlıyor ve bu dönem de bunu kendi lehine bir propagandaya dönüştürmeye çalışıyor. Kürt sorunu sadece seçimden seçime hatırlanacak bir şey değildir. DEM Parti olarak biz ve öncülümüz olan partilerimiz, Kürt sorununun çözümünün diyalogla mümkün olduğunu ve bir barış sürecinin inşasının gerekliliğini hep ifade ettik. Şimdi de ifade ediyoruz. Seçimden sonra da ifade edeceğiz.
AKP seçimden seçime Kürt halkına hayal satıyor. Biz onurlu bir barışın inşa edilmesi gerektiğini düşünüyor ve yıllardır bunun için çalışıyoruz. Bunun için de çağrımız çatışmaların bir tarafı olan devlete ve icra makamı olan hükümete olur.
Dolayısıyla çağrınız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a aynı zamanda?
Evet ama icra makamında olduğu için ona çağrı yapıyoruz. “Erdoğan çözer”, “Muhatap Erdoğan'dır” yaklaşımından öte muhatap icra makamıdır. Şu anda icra makamında Erdoğan olduğu için muhatap Erdoğan'dır. Erdoğan gittikten sonra bu sorun çözülmemişse ortaya çıkacak yeni aktörler muhatap olacaktır. Kürt sorununun çözümündeki muhatap devlettir, icra makamıdır, hükümettir. Ve aynı zamanda muhalefetin, siyasal ve toplumsal dinamiklerin oluşması gerekiyor. Bunun için çağrımız aynı zamanda bu kesimlerin tamamınadır.
AKP ile herhangi bir görüşme var mı?
Çözüm konusunda AKP ile siyasi bir görüşme olmadı.
İstanbul başta olmak üzere tüm kentlerde aday çıkararak seçmeninize güçlü seçenekler sundunuz. Ancak DEM Parti'den CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'na oy kayışı olabileceğine dönük yorumlar ve anketler var. Partinizin oylarının İmamoğlu'na kayma ihtimali var mı?
İstanbul'da inanılmaz bir hayat pahalılığı ve yoksullaşma söz konusu. Öte yandan Kanal İstanbul tepkisi çok büyük. Kanal İstanbul Erdoğan'ın öyle kolay vazgeçeceği bir proje değil. Çünkü bu proje bir rant kapısı. Aynı zamanda Montrö Sözleşmesi'ni de ilgilendiren bir proje. Yani siyasal ve stratejik anlamı var. Tüm bunların yanında deprem İstanbul için çok büyük bir tehlike. Bu tehlike bu kadar yakınken rantçı bir ismi aday yapıyorsunuz. Anladığı tek iş şantiye ve rantiye olan bir aday. Tablo böyleyken ben İstanbul halklarının en doğru kararı vereceğine inanıyorum.
Kayyım atanan belediyeleri yeniden kazanmayı hedef olarak koydunuz. Bunlara ek hangi belediyeleri kazanmayı hedefliyorsunuz?
Kayyım atanan belediyelerimizi kolaylıkla alabileceğimizi görüyoruz. Tabii AKP'nin seçmen kaydırmaları bizim için ciddi bir tehlike. Bunu bertaraf etmenin iki yolu var. Birincisi bize bugüne kadar hiç oy vermemiş olan kesimleri DEM Parti'ye oy vermeleri konusunda ikna etmek. İkincisi ise azımsanmayacak düzeyde olan işçi göçüne, öğrencilere odaklanmak. Burayı biraz açmak istiyorum. Kürt illerini yatırımsız, fabrikasız, istihdamsız bıraktılar, tarım ve hayvancılığı merkezi politikayla bitirdiler. Bu, doğrudan bölgeye yansıdı ve bölgede çok derin bir yoksulluk oluştu
Geçen seçimde kazanmadığınız ama bu seçimde kazanmayı hedeflediğiniz yerler neresi?
Urfa, Dersim, Bingöl'ü kazanmaya yakınız. Çok fazla seçmen kaydırılmış olsa da Kars, Ağrı ve Muş'u da. Bunların yanı sıra bölgedeki pek çok ilçenin de bize geçeceğini görüyoruz.